Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Birçok Hayvanın Kuyruğu Varken İnsanların Neden Kuyruğu Yok ?
Kuyruklar nereden çıkmıştır? Masallarda hayvanlar ve kuyruklarına dair çeşitli efsaneler anlatılsa da, gerçek şudur ki kuyruklar denizden çıkmıştır.
Bilim insanları yaşamın okyanuslarda başladığına inanır. Kara hayvanlarından çok önce, ilkel balıklar vardı. Balıklar kuyruklarıyla birlikte evrimleşti çünkü kuyruklar sayesinde suda daha rahat hareket edebiliyorlardı. Havuzda paletle yüzmüş herkesin bildiği gibi salına bir kuyruk ileriye doğru iyi bir itiş sağlar. Milyonlarca yıldır amfibi hayvanlar ( hem karada hem de suda yaşayan ) balıklardan türemiş, sürüngenler amfibi hayvanlardan türemiş; kuş ve memelilerde sürüngenlerden türemiştir.
Biz insanlar doğmadan önce, her bir embriyo evremizle, evrim tarihimizden bir kesiti tekrarlamış oluruz. Minik insan embriyoları, tıpkı en uzak akrabamız olan balıklar gibi, solungaç yarıklarıyla hayata başlar ve dördüncü haftalarına geldiklerinde, memeli atalarından kalma küçük kuyruklar oluşur. Bu minik kuyruklar iki hafa boyunca büyümeye devam ettikten sonra tamamen kaybolur. Kuyruktan geriye kalan tek şey, omurganın ucunda birbirine kaynamış ve yumru halinde bir kemik olan kuyruk sokumudur.
Kuyruklar çeşitli şekil, büyüklük, renk ve özelliklerde olur. Bir kuyruk denge sağlayabilir; dümen, ekstra bir el, silah veya sıcak bir battaniye görevi görebilir; sinek raketi gibi kullanılabilir; hislere tercüman olabilir veya tavus kuşunda olduğu gibi bir hayvanı süsleyebilir.
Dağ sıçanı gibi tünel kazan hayvanların genellikle kısa, güdük kuyrukları olur; çünkü uzun kuyruklar işlerine mani olur. Bunun yanında ( lemur ve aslanlar gibi ) ağaçlara tırmanan veya karada koşan hayvanların kuyrukları uzundur.
Sincap gibi ağaç oyuklarında yaşayanlar, kuyruklarını denge sağlamak için kullanır. Keseli sıçan, bukalemun ve pek çok maymun türü için kuyruk ‘’ tutucu ‘’ özelliktedir, yani yedek bir el görevi görür. Bir örümcek maymunu, kuyruğunu bir ağaç dalına ip gibi dolayıp havada asılı kalabilir.
Yırtıcı bir hayvan tarafından korkutulan pek çok kertenkele kuyruğunu düşürür. Tıpkı bir insanın korkup, soyguncunun önüne cüzdanını atması gibi. Bazı türlerde kuyruk, iki omur arasından kopabilecek şekilde evrimleşmiştir. Diğer kertenkeleler kuyruk kaslarını kasarak, zayıf bir noktasından bir omurunu kırabilir. Kopan kuyruk yerde oynarken, yırtıcı bir hayvanın bir anlığına dikkati dağılır. Kertenkele kaçıp kurtulabilirse, kuyruğunun bir kısmı yeniden oluşabilir.
Kirpiler kuyruklarını silah gibi kullanarak her darbede kurbanın üzerinde keskin dikenler bırakır. Bazı dinozorlar, omurgalarının desteklediği ağır kuyruklarını kalkan gibi kullanmış olabilirler.
Kuyruklar beden dilinde de kullanılır. Beri kedi kuyruğunu öne geriye hızla vurarak kızgın ya da rahatsız olduğunu söylemeye çalışır. Bir köpeğin çılgınlar gibi oynayan kuyruğu, tıpkı zırlayıp duran bir çocuk gibi, çok heyecanlı olduğu anlamına gelir. Dimdik yukarıda duran bir kuyruk, birilerinin gözünü korkutmak istediğinde diklenen bir adam gibi ‘’ En üstün köpek benim ‘’ anlamındadır. Kuyruğunu kıstırıp sinmesi ‘’ Tamam, sen kazandın. Şimdi lütfen git buradan ‘’ demektir.
Yorum Yaz