Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Emzik kelime anlamı bakımından ‘’ emmek ‘’ kökünden gelir. ‘’ Em ‘’ sözcüğünün bir diğer anlamı ise , ilaç ve devadır. Kadınların bebekleri emzirmek için kullandığı memenin Türkçesi ‘’ emcik ‘’ tir. Bebeklerden söz edilmediği zamanlarda, göğüs denmesi gereken meme, Latince ‘’ mamma ‘’ dan gelir, çocuk dilinde ise bu anne demektir.
Bugün günümüzde bebeklerini emzirmekten kaçınan anneleri eleştirenler, eski zamanlarda aynı sınıftan veya onlara özenen annelerin bebeklerini emzirmek için sütanne veya dadı tuttuklarını göz ardı ediyorlar. İslamiyet’te süt kardeşliği önemli bir durumdur. Hz. Muhammed’in süt annesi Halime’yi hepimizi biliriz.
Çocuğun sütanneye verilmesinin bir diğer sebebi de, bebeğin gelişiminin sağlam olmasıdır. Bu yüzden şehirde büyüyen bebeğe, genelde kırsal kesimde yaşayan bir sütanne bulunurdu. Arapların bulduğu kadınlar genellikle Bedevi kabilelerinden olurdu. Kırımlılar Çerkez sütanneleri bulurken, Osmanlılar ise Çerkez ve Zencileri tercih ederdi. Amerikalılar için bu görevi zenci sütanneleri üstlenirdi.
Anadolu’nun köylerinde şeker, ekmeğin içiyle karıştırıla şeker ya da şeker bulamayanlar sadece ekmeğin içni bir tülbentin içine koyarak emzik yerine bunu kullanırlardı.
Bebek emziği konusunda en detaylı bilgi Türkçe sözlükten ziyade Türk Standartları Enstitüsü (TSE)’de bulunmaktadır. TSE’de buluan tanıma göre emzik; ‘’Bebekleri sakinleştirme, oyalama ve emme duygusunu tatmin için kullanılan bir gereçtir.’’ TSE’nin Nisan 1989’da belirlediği standart, emziğin baş ucundan sipere kadar olan uzunluğu 30 mm’den fazla olmamalıdır. Bu standart TSE tarafından 1992 yılında güncellenmiş ve 34 mm’ye çıkarılmıştır. Ayrıca TSE memurları emziğin ‘’ Yetişkin gözetiminde kullanın ‘’ ve bebeklerin boğulma riskine karşı ‘’ Boynuna asmayın ‘’ talimatlarını vermiştir. Ayrıca TSE, bebeklerin dişlerinin geç olmasına neden olabileceğinden dolayı, emziğe reçel, bal gibi tatlı maddelerine daldırılıp verilmesini uygun görmemişlerdir.
Yorum Yaz