Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Radyo Ne Zaman ve Kim Tarafından İcat Edildi ?
1894 yılının yaz aylarında, Guglielmo Marconi adında yirmi yalında bir İtalyan, duvara astığı zili uzaktaki bir düğmeye basarak nasıl çaldığını göstermek için anne – babasını odaya çağırdı. Bunu, ilk kez Alman fizikçi Henrich Hertz’in 1888’de keşfettiği elekromanyetik ışıma yönteminden yararlanarak gerçekleştirmişti. Marconi’nin varlıklı babası bir hile olup olmadığını kontrol ettikten sonra ( zira arada kablo yoktu ) cüzdanını çıkarıp içindeki tüm parayı daha iddialı deneylerde kullanabileceği malzemeler satın alması için oğluna verdi.
Marconi bir yıl içinde, iki buçuk kilometre mesafede, arada tepeler ve binalar olduğu halde elekronik sinyaller alıp göndermeyi başardı. Gerçekleştirdiği buluşun teller aracılığıyla mesaj alıp gönderen ordu ve telgraf şirketleri için değerli olduğuna inanan Marconi, 1889’da posta ve telgraf bakanı olan İtalyan politikacı Pietro Lacava’ya bir mektup yazı ve ona ‘’ telsiz telgraf ’’ sistemini anlatıp ödenek istedi. Asla yanıt alamadığı bu mektup çok sonraları bakanlıkta ortaya çıktı. Zarfın üzerinde el yazısıyla ‘’ Lungara’ya ‘’ diye bir not düşülmüştü; yani Roma’da Via della Lungara’daki kötü şöhretli tımarhaneye..
Bu arada, deneylerine devam eden İtalyan genç, sinyal iletme mesafesini gitgide arttırdı ve sonunda İngiltere’ye gidip, fikirlerini Britanya Posta İdaresi’nin şef elektrik mühendisi William Preece’ye sunmaya karar verdi. Kendisi de 1892Wden beri kablosuz iletim üzerine deneyler yapmakta olan Preece, Marconi’nin bulduğu yeni teknolojinin değerini hemen anladı ve Londra’da 4 Haziran 1897’de yapılan ‘’ Uzayda Kablosuz Sinyalleşme ‘’ konferansı sırasında projeyi Kraliyet Cemiyeti üyelerine açıkladı. Kraliyet Cemiyeti’nin saygıdeğer başkanı Lord Kelvin, kendisinden çok emin bir tavırla, ‘’ Radyo teknolojiisi hiçbir gelecek vaat etmiyor,’’ dediğinde de takvimler aynı yılı gösteriyordu.
Fakat Marconi 1899 yılı başlarında Cornwall ve Fransa arasında kablosuz mesajlar iletmeye başlamıştı bile. Aynı yılın kasım ayında, kullandığı donanımı sergilemesi için Amerika’ya davet edildi. Marconi, SS St. Paul gemisiyle dönüş yolculuğu sırasında, İngiltere kıyılarına yaklaşık yüz kilometre kala asistanıyla birlikte bir verici kurdu ve tahmini varış süresini bildirdi. Böylece SS St. Paul tahmini varış süresini ilk kez bildiren gemi olarak tarihe geçti. Marconi bunun yanı sıra Massachusettes’deki South Wellfleet kentinde bir verici istasyonu kurdu ve 18 Ocak 1903’te ABD başkanı Thedore Roosevelt ile İngiltere Kralı VII. Edward’ın Mors alfabesiyle haberleşmesini sağladı. Böylece, ilk okyanus çtesi kablosuz iletişim Amerika ile İngiltere arasında gerçekleşmiş oldu.
On yıl içinde Marconi’nin şirketi okyanusun her iki kıyısında güçlü vericiler kurdu ve gemiler ile kara arasındaki iletişimin tamamına yakını bu sayede gerçekleşmeye başladı. Hatta Marconi gemi kaptanlarının yolculara aktarması için bir ‘’ Gece Haber Servisi ‘’ bile başlatmıştı. Azılı katil Doktor Crippen’in Bir Kanada Pasifik yolcu gemisi olan SS Montrose ile Quebec’e gitme olasılığına dair İngiliz polisini uyaran da yine Marconi’nin kablosuz telgraflarından biriydi. İhbar üzerine savcılar daha hızlı bir gemiye atladılar ve 31 Temmuz 1910’da Crippen’i yakalayıp tutukladılar. İlk kez kablosuz iletişim yoluyla bir katil yakalanmıştı. Marconi’nin kablosuz telgraf istasyonu 1912 yılının Nisan ayında Titanik’in batış haberini de almış, mesajı bölgedeki diğer gemilere aktararak pek çok insanın hayatını kurtarmıştı.
Bugün tasavvur edilmesi zor ama Marconi’nin teknolojisi olmasaydı tüm o hayatlar yitirilmiş olacaktı. New York’a neden ulaşamadığı bilinemeyeceğinden Titanik’in batışı da bir sır olarak kalacaktı. Dahası, kablosuz iletişim teknolojisi biraz daha erken bir tarihte geliştirilmiş olsaydı, Mary Celeste’nin akıbeti bir sır olarak kalmayacaktı. Ne gariptir ki bu teknolojinin mucidi, Titanik’in ilk yolculuğuna ücretsiz katılım daveti almış ama yolculuğa üç gün önce başka bir gemiyle çıkmayı tercih etmişti. Kurtarma çalışmalarını Marconi İstasyonu’nda David Sarnoff adlı bir personel koordine ediyor,
Yorum Yaz