Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Ay ve Mars Üzerinde Neden İnsan Yüzü Varmış Gibi Görünüyor ?
Gece gökyüzüne, Kızıl Gezegen’e bakıp, Mars üzerindeki küçük yüzü göremesek de, hepimiz Dünya’nın uydusu Ay’on üzerindeki göze çarpan devasa büyüklükteki yüze aşinayızdır. Ay dolunay evresinde ve parlak iken, oyulmuş iki göz, burun ve ağzı andıran şekiller görürüz. Ay hilal evresinde iken, bu yüzü profilden görürüz. Uzaya bakarak gülümsüyormuş gibi gelir bize. ( Dünya’nın kuzey yarım küresinden bakıldığında, ay baş aşağı duruyormuş gibi görünür ve insanlar ya farklı bir yüz gördüklerini ya da yüzü andıran herhangi bir şey göremediklerini söylerler.)
Ancak bu yüz ile kişiliğe büründürülen ay şarkılarda, şiirlerde ve film adlarında ölümsüzleştirilirken, aslında bu yüz sadece bir hayal ürünü; akan lavların, ışık ve gölgenin ve insanların hayal dünyasının bir noktada buluşmasıdır. Aslına bakılırsa insanoğlu binlerce yıldır, sepet taşıyan bir kadından köpek gezdiren bir adama ve çok büyük bir tavşana varıncaya kadar ayda pek çok farklı şekil görmüştür.
Peki, tüm bu adamlar, kadınlar ve tavşanlar nerden çıkar? Bundan milyarlarca yıl önce Ay, günümüzde olduğu kadar gri değildi. Tüm katılaşmış gezegenlerde olduğu gibi, Ay’ın a patlamış volkanları, yüzeyinde oluk oluk akmış sıcak ve kızgın lavlara ait uzun bir geçmişi vardır. Bazı yerlerde eriyen kayalar soğuyarak katılaşmış, ‘’ maria ‘’ ( Latince ‘’ deniz ‘’ anlamında ) adı verilen düz ovalara dönüşmüştür. Bilim insanlarına göre bu düz alanların büyük kısmı 3 ila 4.2 milyar yıl önce oluşmuştur.
Ay’da 14 tane maria vardır ve hepsi de Dünya’ya bakan yüzündedir.
Katılaşmış lavlar, her düzlüğün Ay üzerinde koyu gri bir yama gibi görünmesine neden olur. Her biri devasa büyüklüktedir ve bulutsuz berrak bir gecede kolayca fark edilebilir. Özellikle teleskop veya dürbünle baktığımızda, Ay’ın üzerindeki ‘’ gözlerin ‘’, ‘’burnun ‘’ ve ‘’ağzın ‘’ etrafa saçılmış bu koyu renkteki düzlükler tarafından oluşturulduğunu görebiliriz.
Peki, neden bir yüz görürüz? İnsanlar ( ve diğer hayvanlar ) birbirleriyle ilgisi olmayan özellikleri bir araya getirerek bir şekle veya resme benzeten bir beyin yapısına sahiptir. O kuytu köşedeki siyah bir giysi yığını mı yoksa senin kara kedin mi? Çalılıkların arasındaki, gizlenmiş korku salan bir leopar mı yoksa yaprakları üzerine vurmuş Güneş ışığı mı?
Hayatta kalmamıza yardımcı olmasının yanında, kafamızda kurguladığımız şekil ve benzetmeler, sanat ve bilimde de oldukça işimize yarar. Bulut kümelerini çeşitli hayvanlara benzetmemizin ve rastgele gökyüzüne dağılmış yıldızlara baktığımızda çeşitli film karakterleri veya nesneler görmemizin sebebi budur. Dolayısıyla Ay’ın ışıklı ve gölgeli yüzünde yüzler, çeşitli şekiller ve hayvanlar görmemiz çok normaldir.
Bilim insanlarına göre Mars üzerinde gördüğümüz yüzün açıklaması da budur. İlk olarak insansız bir uydu olan Viking 1 tarafından 1976’da çekilen bir fotoğrafta fark edilmiş, bazıları bu yüzeyi Büyük Giza Piramidi gibi taştan bir heykele benzetmiştir. Bu, bir zamanlar Mars’ta yaşadıkları iddia edilen eski Mısırlılara iat bir kültürün kanıt olabilecek insan eseri bir yapı mıydı?
Yirmi yıldan daha uzun bir zaman sonra, Mars Global Surveyor ( Mars’a yollanan bir uzay mekiği ), düşük çözünürlüklü Viking resimlerine kıyasla daha net ve ayrıntılı görüntüler yollamıştır. Maalesef görünen bu ‘’ yüzün ‘’ endüstriyel Marslıların eserinden ziyade, muhtemelen uzun yıllar önce Mars’ta akan lavlar tarafından oluşmuş sıradan bir tepecik olduğu ortaya çıkmıştır.
Yorum Yaz