Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Darwin’in Evrim Teorisi’ne İlham Kaynağı Olan Kuş Hangisidir ?
Birçok akıllı insan buna hemen ‘’ ispinoz ‘’ diyecektir ama doğru cevap alaycı kuştur.
Genç Charles Darwin’in ( 1809 – 1882 ) en büyük tutkusu yabani hayvanları öldürmekti. Cambridge’te henüz bir öğrenciyken av mevsimi ne zaman başlasa, elleri heyecandan öyle bir titrerdi ki, silahını doldurmakta bile zorlanırdı. Tıp ve ilahiyatı babasını memnun etmek için okumuş, dersleri her zaman ‘’ soğuk, kahvaltısız saatler ve saçmalıkların özelliklerini dinleme ‘’ olarak görmüştü.
Bütün bunların yanında hevesli amatör bir biyolog ve fosil avcısıydı, tropikal bölgeleri görmeyi çok istiyordu. HMS Beagle’ın yapacağı ikinci araştırma gezisine ( 1831 – 1836 ) katılmak üzere kendisini ‘’ serbest doğa bilimcisi ‘’ olarak kaydettirdi. Neredeyse işi alamıyordu: Geminin kaptanı fizyonomiye önem veren bir insandı ve Darwin’in burnunun şeklinin tembelliğe yatkın olduğunu gösterdiğini düşünüyordu. Charles çok sonra şöyle yazacaktı, ‘’ Umarım daha sonra burnum doğruyu söylemediği için memnun kalmıştır.’’
Hikaye şöyle devam eder: Darwin yolculuk sırasında Galapagos adalarının bazılarındaki ispinozların kendilerine has gagaları olduğunu fark etti. Bunun sonucunda da farklı ispinozların yaşadıkları alana uyum sağladığını ve hepsinin tek soydan türediğini düşündü. Darwin’in doğal seçilim kaynaklı evrim teorisinin Beagle’ın güvertesinde ortaya çıktığı doğrudur, ama bunun ispinozlarla hiçbir alakası yok9tur. Darwin, Galapagos’tan ispinoz numuneleri toplamıştı, ama onlarla ilgilenmeye başlaması için aradan yıllar geçmesi gerekecekti. O zamanlar bir kuş uzmanı sayılmazdı, ayrıca ispinozların farklı türlerden olduğunun bilincinde de değildi. Gerçi öyle olsa bile bunun pek bir faydası dokunmazdı, çünkü bu kuşlar nerede yakaladığına dair bir kayır tutmamıştı. Onlardan sadece günlüklerinden bahsediyordu. Kuşlar Türlerin Kökeni ( 1859 ) adlı eserde bir kez olsun bahsi geçmiyordu.
Alaycı kuşlar ise başlı başına ayrı bir olaydı. Birbirine yakın ii adadaki nüfusların çeşitliliği karşısında şaşıran Darwin, karşılaştığı her alaycı kuşla ilgili detaylı notlar aldı. Günlüklerinden de anlaşıldığı gibi türlerin değişmez olmadığını yavaş yavaş çözmeye aşladı, zamanla değişebiliyorlardı. Buradan haeketle evrim hakkındaki teorilerini geliştirecekti.
Darwin’in teorileri için mükemmel bir örnek gibi görünen ispinozlar yüzünden bilimciler daha sonraları bu kuşların Darwin’e ilham kaynağı olabileceğini düşünmüştür. Bu bilimcilerden biri de evrim biyoloğu olan David Lack idi. 1947 yılında çıkan kitabı Darwin’in İspinozları, bu fikrin ( ve terimin ) popüler düşüncede hakim olmasını sağlamıştır.
Darwin’in Beagle’ın yolculuğuna dair kitabı bir anda çok satan oldu ve bu yolculuk geminin kaptanını meşhur etti. Robert Fitzroy ( 1805 – 1865 ) daha sonraları koramiral, Yeni Zelanda Valisi, ve hava durumu tahminlerinin mucidi oldu. Deniz hava durumu raporu alanlarından birine onun adı verildi.
Ve tabii bilindiği gibi ispinozlar da ünlü oldular. Geospizinae’lerin 15 türü günümüzde hala Darwin’in ispinozları olarak tanınmaktadır, üstelik daha sonradan bunların ispinoz değil de tanager ( tangara ) diye bilinen başka bir kuş türü olduğu ortaya çıkmasına rağmen.
Yorum Yaz