Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Hiç içi doldurulmadan önce, dökme demirden bir küvete girip çıplak ensenizi metale değdirdiniz mi? Sıcak bir odada bile olsa, küvet irkilmenize neden olacaktır. Veya halı üzerinde yürüdükten sonra fayanslara çıplak ayakla bastınız mı? Sağduyunuz size halı ve fayansların aynı sıcaklıkta olduğunu söyler. Ancak pratik bir termometre yerine geçebilecek ayaklarınız öyle demez. Mermer ya da fayanslar çok daha soğuktur.
Cildimiz hiç yanılmayan bir termometre gibi olmasa da, materyaller arasındaki farkları iyi anlar. Bu durumu, bir obje ile diğeri arasındaki ısı hareketleriyle açıklayabiliriz.
Isı ve sıcaklık birbiriyle ilişkili gibi görünse de, aslında birbirinden oldukça farklı şeylerdir. Dereceler, moleküllerin bir madde üzerindeki ortalama hareketini veya ortalama hareketini veya ortalama kinetik enerjisini ölçer. Isı ile tüm moleküllerinin sahip olduğu enerji sebebiyle toplamda bir maddenin içerdiği enerjidir. Öyle ki suyla dolu bir kupa veya küvet aynı derecede iken, örneğin 38 santigrat derece diyelim, büyük küvetteki suda çok daha fazla ısı saklıdır.
Farklı derecelerdeki iki objeyi yan yana koyarsak, ısı enerjisi daha sıcak olan nesneden daha soğuk olana aktarılır. Kaynayan su oda sıcaklığındaki kupaya boşaltılırsa, su ısı enerjisini kaybederken kupa ısınır. Nihayetinde ikisi de aynı dereceye ulaşır.
Isı enerjisinin önemli bir deposu olan vücudumuz yaklaşık olarak 37 santigrat derecedir. Yani kendi vücut sıcaklığımız, odanın havasından ve içinde bulunan nesnelerden ortalama olarak 6,6 santigrat derece daha fazladır. Bu da bizi yürüyen ve konuşabilen bir fırın yapıverir adeta.
22 santigrat derece olan bir nesneye dokunduğunuzda, örneğin ahşap çalışma masanıza, sıcak parmak uçlarınızdan daha soğuk olan ahşap masaya ısı iletmiş olursunuz. Ağaçtaki moleküller enerji kazandıkça daha canlı hareket etmeye başlar. Bununla birlikte, ısı enerjisi elinizden dokunduğunuz noktaya doğru aktarılırken, parmak uçlarınızın sıcaklık derecesi düşer. Böylelikle teniniz soğuğu algılar. ( Ancak, vücudunuzun metabolik fırını yüksek ısısını korumak için çok çalıştığından, siz ve çalışma masanız hiçbir zaman eşit dereceye gelmeyecektir.)
Metal özellikle iyi bir ısı ileticidir, hızlı ısınır ve hızlı soğur. Bu yüzden metal bir kek kalıbına dokunduğumuzda, ısı hızla elimizden kalıba geçiverir. Parmak uçlarınızdaki ısı hızla düştüğünden, kek kalıbının ahşap masadan daha soğuk olduğunu hissederiz. Ayrıca ısıyı yavaş yavaş ileten ahşap, halı ve giysi gibi diğer nesneler de, dokunulduğunda metalden daha sıcak hissedilir.
Yorum Yaz