Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Nasıl Oluyor da Ay’ın Sadece Bir Tarafını Görüyoruz ?
Yeryüzünde geceler boyu Ay’ı izleyerek onun dönmediğine karar verebiliriz pekala. İster dolunay evresindeyken tam ve pasparlak görünsün, ister nazlı nazlı sadece bir dilimini gösteriyor olsun; Ay’ı daima aynı yüzüyle, Mona Lisa gülüşüyle görürüz. Arka tarafı yani diğer yüzü ise sonsuza dek gizemini korumaya devam edecektir.
Bununla birlikte Ay her zaman gözlerini üzerimize dikmemiştir. Bundan milyarlarca yıl önce ( eğer var idiyse ) Dünya’dan bir gözlemci yeni doğmuş uydumuzun her tarafını görebilirdi. Peki, Ay dönerken neden diğer yüzünü artık hiç göstermiyor? Ay’ın bu aheste dönüşü Ay günlerinin şu an 656 saat, yani 27,3 Dünya günü uzaklıkta odluğu anlamına geliyor. Bu da taştan uydunun gezegenimiz etrafındaki seyahat süresiyle tam olarak örtüşüyor.
Bu senkronize rotasyonun sonucunda Ay’ın bize hiç sırtını dönmediğini ispatlamak için odanın ortasına bir sandalye koyup arkadaşınızı oturtun. Sandalye, Dünya, siz de Ay oluyorsunuz. Sandalyenin etrafında yavaşça yürürken, yüzünüzü hep sandalyeye çevirin. Arkadaşınız her zaman gülümseyen yüzünüzü görecektir. Ancak bir turu tamamladıktan sonra, yüzünüzün odanın her tarafına doğru baktığını hissedeceksiniz.
Tebrikler: Sandalyeden bakan kişi hiç arka tarafınızı görmemiş olsa da, kendi ekseniniz etrafında dönmeyi başardınız.
Ancak Ay’ın bu şekilde davranmasını tesadüf sayamayız. Aslında tam Ay’dan beklenecek bir davranıştır. Ay’ın kütle çekimi nasıl Dünya’nın okyanusları üzerinde gelgitler oluşturuyorsa, Dünya’nın daha fazla olan yerçekimi kuvveti de bir zamanlar eriyik halinde olan, şimdiyse katılaşmış Ay üzerinde gelgitler yaratır. Ay uzak geçmişte daha hızlı ve Dünya’ya daha yakın dönerdi. Ancak düz bir çizgide hareket edecek şeklide dengesini bulmuş Dünya’nın çekim kuvveti, Ay’ın yapısını bozarak Ay’a hafifçe yumurta şekli vermiştir. Ay’ın dönüşü, geçirdiği jeolojik değişimler nedeniyle enerjisini kaybettiğinden gittikçe yavaşlamıştır.
Dönüşü yavaşladığından Ay’ın bir tarafının çıkıntısı, diğer tarafına göre daha fazladır. Ay’ın üzerinde insan yüzü gördüğümüz tarafı, 3,2 km kadar dışa doğru çıkıktır ve Dünya’nın yerçekimi kuvvetini daha fazla hisseder. Ay’ın bu tarafı, Dünya tarafından gelgit yoluyla dengesini bulan Ay’ın bize döndüğü tarafıdır.
Bilim insanları, birçok uydunun değişimini tamamlayarak son halini aldıktan sonra, gelgit yoluyla sabitlendiğini ve kendi gezegenlerine sadece bir yüzlerini gösterdiklerini söylerler. Güneş sistemimizde eş zamanlı dönüş gerçekleştiren düzinelerce uydu arasında Mars’ın Phobos ve Deimos’u; Jüpiter’in İo, Europa, Ganymede ve Callisto’su; Satürn’ün Enceladus ve Titan’ı, da dahil olmak üzere en 17 uydusu; Uranüs’ün Miranda ve Ariel’i; Neptün’ün Triton’u; ve cüce gezegen Plüton’un yaveri Charon sayılabilir.
Yorum Yaz